27.9.11



Her zaman böyle değilimdir merak etmeyin.
Ama hemen hemen her eylül olan birşey bu. Bir kısım insan yeni yılda muhasebesini yapar, hayatını bir gözden geçirir ya  ben de  sonbaharda yaparım bunu.  Benden de düşecek yaprak varsa arada kaynasın diye. 


Yine böyle bir anda,  yani sonbahar , sararan yapraklar,  geçmiş ve  vıcık vıcık bir nostalji içerisindeyken,  ilk  türk tangosu  "Mazi" miydi "Suna"mıydı  gibi  güzide bir soru takıldı aklıma.  İlk tangoyu Seyyan Hanımın söylediğini hatırlıyorum aferin bana, ama gerisi yok. Oysa bu tango üzerine bir saatlik bir radyo programı hazırlamıştım yıllar yıllar önce.. 

Ya işte yine başladım  yaşlılık alametlerinden biri  bu nostalji hastalığı.  Gidip portakal rengi bir ruj sürüp  yazıma öyle devam etsem yeridir.

Wikiye  göre Necip Celal Andel yazmış Seyyan Hanım seslendirmiş ve Maziymis. Seyyan Hanım diye söyleyince  kalıplı bir hanım canlanıyor insanın gözünde ama Seyyan  Hanım bu tangoyu söylediği zaman minicik bir kadınmış.
Üşenmedim Cd sini aramak için eski cdler dolabını açtım. Nostalji hastalığına yakalanmış bir kişinin en son yapması gereken hareketler bunlar  ama bisiklet sürerken şu taştan kaçayım derken taşın üstüne üstüne gidersin ya böyle bir durumdayım.  Seyyan Hanımı bulamadım ama Deniz Kızı Eftalya'nın bir cd sini buldum. Daha dogrusu içinde cd olmayan bir  kitapçık cd kabı gibi birşey buldum. Şöyle yazıyor içinde:

"Deniz Kızı Eftalya: musiki tarihimizde herkesin, güya bildiği bir efsanedir. Sorarsanız herkes Eftalya'yı bilir. Ama çoğu sesini duymamış, resmini görmemiştir. Eftalya'nın bir şarkısını söyle desen söyleyemez."

Ben bu albumü de uzun uzun anlattığımızı hatırlıyorum sanırım Kadıköylü diye bir şarkısı en ünlü şarkısıydı.
Bu melodileri  türk filmlerinden de hatırlayacaksınız. aman allahım ne oluyor bana, melodi filan diyorum..
Seni gören bir melek saniyor ahh Kadıköylü... Eftalya hanımdan geliyor..

 ve bu şarkı bana başka bir şarkıyı hatırlattı. Sözlerini tam bilmeden seçip program sırasında şarkı arasında bu şarkı çalmaya başladığında gözlerim faltaşı gibi açılmıştı. Sözleri dinleyince ne demek istediğimi anlayacaksınız.


1.    adam: karıcığım vapur yanaşmak üzere geç kalıyoruz.
kadın: tamam canım geliyorum o kadar acele etme.
adam: hele şükür yetişebilding.
kadın: aman kaptan yanaşma, iskelede bozukluk var.
adam: çocuklar öyleyse sol tarafa, rampaaa.
çocuklar: rampaaa. (eksi sözlük)
(cohesionless, 25.02.2004 23:27 ~ 26.02.2004 00:54)


ve bu nostaljik playlistimizin son şarkısı
bir laterna..Bu zavallı şarkıyı  çok severdim ve neredeyse ayda bir çalardım..ah ah past tense...
Bir ara üşenmezsem şu bahsettiğim kırmızı eski cd dolabına dalıp eski programlardan bir kaçını bilgisayara aktarıp, cılız sesimi yeni teknolojiler ile tanıştıracağım. İlk olarak boğaz köylerinde ne kadar deli paşa varsa anlattığım programı yükleyeyim diyorum. Şimdi gülüyorum ama o vakitler amma ciddiyetle anlatmışım deli paşaları. gülmemişim bile anlatırken.. Neyse bu kadar toz bana yetti de arttı. 
Evine hoş geldin laternası ile başbaşa bırakıyorum sizleri sayın dinleyenler, ben de bu kazı işlemlerim sırasında bulduğum eylül şarkılarını dinleyeceğim eylül bitmeden..






3 yorum:

  1. Bülent Ortaçgil'den Eylül Akşamı'nı da dinlenyin ama...eylül bitmeden..

    YanıtlaSil
  2. kim kim dinleyelim :)
    ah goncacim ah. ne zaman siz, sen olacak yahu..dinledim eylul aksamini.. cok yeni teomanla birlikte soyledigini bulmustum fizy den cok hosuma gitmisti..
    senin yazilarini dort gozle bekliyorum bu arada. hem nasilsin iyimisin diye.. hem de cok keyif aliyorum okurken..

    YanıtlaSil
  3. Yani Beyo eylulden mı bu sürekli dolan gözlerim , bu müzikleri dinlerken dayanamadı artık gokgurultulu sağmak yağışlar başladı , Eylül yağmurları başladı :)

    YanıtlaSil