4.6.11



Çocuğuma ne okumalıyım, doktor ?

O, hemen büyümek isteyen çocuklardan biri değildim. Hatta şaşırarak bakardım büyümeye özenen çocuklara. Büyümeyi hiç istemedim ben. Her geçen gün ellerim ayaklarım büyürken, Alice gibi bir mantarın yada pastanın etkisinde olduğumu düşünüp pembe şurubu içtiğim gibi küçüleceğimi hayal ederdim. İlk okuduğum kitabın, daha doğrusu defalarca okuduğum kitabın Alice Harikalar Diyarında olması mı, beni böyle hayalperest yaptı diye düşünürüm hep. Bu sefer de ilk okumaların çocuk üzerindeki etkisi meraklandırıyor beni. Hatta arkadaşımın küçük kızı üzerinde, bu konuda küçük çapta bir deney  yapıyorum.  Beren’le ne okuyalım diye araştırırken karşıma çıkan bir site ise yoluma ışık tutuyor. www.birdolapkitap.com  ‘un rafları arasına girdiğimden beri çıkmak istemiyorum.
“Çocuğum ne okumalı?” sorusu bugünün ebeveynlerinin, “Çocuğum ne yesin?” sorusundan sonra gelen en önemli sorusudur herhalde. Kime sorulacağı da tam olarak kestirilemeyen bir soru üstelik. Eskiden kitapçılarda çocuk yayınları bir iki raftan ibaretken artık her geçen gün büyüyen çocuk kitap bölümlerini görüyoruz.  Özel çocuk kitapçılarının türediğini herhalde  bir tek ben fark etmiyorum, herkesin gözünü kamaştıracak bir ışıltıyla, hızla büyüyen bir sektör çocuk kitapları yayıncılığı.  Seçenek artıyor fakat seçenek ve kalite arasında doğru orantı olmadığı gibi seçim yapmak ve doğruyu bulmak da giderek zorlaşıyor.
Hem Bir Dolap Kitap’tan ulaşabildiğim herkesi haberdar etme heyecanı hem de endişeli annelerin kitap seçme çilesine tanık olduğum anların fazlalığı nedeniyle çocuk yayınları ile ilgili bir şeyler öğrenmek ve paylaşmak istedim.  Öğrenme konusunda işler umduğum gibi gitmedi ve bu konuda sağlıklı veriye ulaşmanın o kadar da kolay olmadığını anladım.  Kayıt dışı yayıncılık nedeniyle istatistiki veriler tahminlemelerle sunuluyor. Yapılan yayınların %70’inin kayıtdışı olduğu varsayılarak verilen bir takım veriler tatmin edici değil bir de korsan yayının tüm verileri saptıran etkisi söz konusu.  Sektör, sayısal anlamda bilgi vermede bile bu kadar yetersiz iken, yayınların içeriği ve kalitesi ile ilgili bilgiye erişmenin mümkün olamayacağı konusunda bir tahmin de ben yapabilirim. Bu durumda doğruya ve çocuklarımız için faydalıya nasıl ulaşacağız?
Bu sorunun cevaplarından biri yayın evleri üzerinden ilerlemek. Türkiye’de çocuk kitapları yayıncılığını ciddiyetle ele alan yayınevleri bu konuya eğilerek, seçkilerini konularında uzman danışmanlarla birlikte oluşturuyorlar. Konuların ve görselliğin çeşitlendiği bu yayınlar sadece küçüklerin değil her yaştan insanın ilgisini çekecek cazibede. Cin Ali kuşağı olarak, perspektif algıyı geliştiren ilüstrasyonlar  özellikle ilgilimi çekiyor benim ama konu sadece güzel resimli kitaplardan ibaret değil. Eğitmek, öğretmek, yaratıcılığı arttırmak, gibi misyonları vb. var çocuk kitaplarının ve onları değerlendirip seçmek için kriterler oluşturmak hiç de kolay değil. Sadece bir seçenek önerdiğimi  görünce hayal kırıklığına uğramamanız için , bebek kitapları hakkında bilinmesi gereken gerçekler, çocuğunuza kitapları sevdirmenin on iki yolu, çocuğunuza kitap seçmenin püf noktaları, çocuğunuzu tam bir kitap sevmez yapmanın on beş altın kuralı ,kitap okumayı sevmeyen çocuğu anlama rehberi gibi konulara ilişkin bilgi edinebileceğiniz bir kaynağı önereceğim hemen.
Bir Dolap Kitap, çocuk kitaplarına sevdalı Banu Aksoy ve Yıldıray Karakiya çiftinin hobi olarak başladıkları bir çocuk kitapları tanıtım sitesi. Site, bu spesifik alanda, bilgiye aç ebeveynler ve çocuk kitabı tutkunları tarafından yoğun bir ilgiyle karşılanarak çok kısa bir sürede bir referans noktası haline gelmiş. Ticari bir kaygıları olmaksızın, kendi beğenileri çerçevesinde okudukları çocuk kitaplarını tanıtan yazıları keyifle okunduğu gibi, kitap hakkında detaylı bilgi edinmeyi de sağlıyor. Kendileri bu faaliyetlerini “amatör”  olarak tanımlıyor fakat kitap seçimlerindeki dikkat, anlatımlardaki özen ve takipçileri ile kurdukları bağ  “amatör” olarak nitelendirilmeyecek kadar profesyonel. 
Kitapları anlatırken kendi hayatlarından örneklemeler yapmaları bu renkli insanlar hakkında biraz ipucu vermekle birlikte merakı da arttırıyor. Soğuk bir bülten yada birkaç satır kalıplaşmış kitap tanıtım cümleleri değil kanlı canlı ve renkli insanların öznel değerlendirmelerini  paylaştığı bu kitaplıkta gerçekten çok keyifli vakit geçireceğinizin garantisini verebilirim. Eski dostları görmenin dışında yepyeni kahramanlarla tanışmanız da mümkün olacak üstelik.
Dolabın rafları Banu’yla Yıldıray’a dar gelmeye başlayınca arka arkaya projeler de üretilmeye başlanmış. Okul öncesi çocuklar için bir televizyon programı tasarlayan Bir Dolap Kitap’ın önerisi kabul edilmiş. Önümüzdeki aylarda TRT Çocuk’ta yayınlanacak program için hummalı bir hazırlık sürüyor. İkiliyi daha da heyecanlandıran bir başka proje ise 30 Nisan’da Açık Radyo’da başlayacak olan “Bir Dolap Kitap” isimli program... İyi Cüceler’in internet satışı ve sosyal paylaşım hizmetleri ve “2. Adım – Okulda Şiddeti Önleme Programı”nın çocuk kitapları danışmanlığı da Bir Dolap Kitap’ın yürüttüğü diğer işler...
Son olarak eklemek istediğim bir nokta daha var. Toplumları atasözleri yada  deyimleri  ele verir. “Bu  iş benim için çocuk işi” diye bir deyiş vardır Türkçede. Herkes bilir. Bir işin, olayın zorluğunu, boyutunu küçümsenmek için kullanılır. Çocuklar için yazmak ve çizmenin şimdilik çok derin olmayan sularında yalınayak gezinirken bu sözün pek doğru bir söz olmadığını anlıyorum. Tam tersine çok çok zor olduğunu görüyorum. Ve Beren üzerindeki deneylerim de gösteriyor ki, ilk okumaların kim olduğumuz üzerinde büyük etkisi var. Küçük eller, ilk hangi kitapların sayfalarını çevirsinler bilinçaltlarının derinliklerine hangi masal ve hikayeyi yollasınlar sorusu bir anda en önemli soru oluyor.


www.birdolapkitap.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder