10.3.18

beyhan ı kaybetmişim haberim yokmuş

Onu gittiğim bi yer de mi unuttum acaba.
Yanlışlıkla düşürdüm belki.
Neşeli, heyecanlı,  bi grip yaşam aşkı ile dolu beyhan ı kaybetmişim haberim yokmuş.

Birinci tekil şahısa geçeyim. Gece gece zihnim yoruluyor kendimden başkası gibi bahsederken.
HATIRLIYORUM
Anne olmuştum. Mutluydum. Kocaman göğüslerimden 4 gün süt gelmemişti kendi sütümden zehirlenmiştim ama mutluydum. Bir kedi doğurmuştum. Gözüm dünyayı görmüyordu. Hiç birşeyi..
Aşık olmak gibi bişeydi.
Sonra kaygı.. Sonra yıkım.
Sonra ne kadar korkunç bir şeye senelerce göz yumdum diye kızma. 
Önce herşeye kızma.
Sonra herşeye kızdığımdan çok kendime kızma.
Sonra kedinin büyümesi.. Birbirimize sokulmamız. Birlikte büyümeye başlamamız.
Sonra kaygı. Nasıl yapıcaz. Tek başımıza korkusu.
Sonra ne olursa olsun yapmak.
Sonra mutluluk. Kedinin gifted (bulamadım sahiden türkçe daha güzel söylenişini) doğması. 
İyileşmemiz.
Ara ara kızmam kendime.
Kediyi doğurmuş olduğum için çok da kızamamam.
Sonra hayat..
Sonra aman ayaktayım ölmedim hayattayım duruşu.
Sonra bunun içinin boşalması.
Boşalan her şeye kedinin dolması.
Kediye bağlanma.
Kediye bayılma..
Sonra aa bi beyhan vardı diye hatırlama.
Ben yani . ben hatırladım. beyhan vardı diye.
sonra bi gün yani bu gün, bütün duygularımla içer gibi müzik dinleme.. kederlenmek için değil, bir duygunun sesini aramak için değil, sadece müzik için..içime o eski grip değil  garip yaşam enerjisinin dolması..
Sonra bu yazı..
on the way again.. 
eski dost..
özledim seni.


1 yorum: